Çocuklarda Korku Duyma

Çocuğunuzun Davranışı
Bu çağdaki çocuklar genellikle canavarların varlığına inanır ve onlardan korkarlar. Çocuğunuz size odasında, siz orada değilken yalnızca geceleri ortaya çıkan bir canavarın saklan¬dığını söyleyebilir. Gün içerisinde odasını canavarlardan temizleye çalışabilir. Ya da yatma zamanı geldiğinde, söyledi¬ğine göre ışığı söndürdüğünüzde ortaya çıkan canavarlar¬dan korktuğu için sizinle kavgaya tutuşabilir.

Çocuğunuz yaşamında meydana gelecek herhangi bir değişikliğe de direnç gösterebilir. Örneğin çocuğunuzun odasındaki eşyaların yerlerini değiştirdiğinizde, ağlayıp bağırabilir. Ona yeni terlikler aldığınızda eskilerini giymekte di¬renebilir. Bu tür davranışlar yüzünden—giysilerine, oyun¬caklarına ve tanıdığı her şeye sıkıca sarılır—-çocuğunuzun saplantılı olduğunu düşünebilirsiniz. Ve yeni arkadaşlarla oyun oynamaktan zevk alsa da alışkanlıklarından hiç birini değiştirmek istemez. Eğer ailede yeni bir şey olursa çocuğu¬nuz sinirli görünebilir. Sizinle ya da büyük kardeşleriyle bir¬likte korkutucu filmler izledikten sonra yatma zamanı geldi-ğinde yatmaya gitmemekte ısrar eder. Çocuğunuz gördüğü her yeni şeyi keşfetmek istiyormuş gibi davranır, ama aynı zamanda da kesinlikle yeni şeyler yapmaz. Diğer taraftan oldukça tedbirli ve meraklı görüne¬bilir, ve bu davranışları muhtemelen size çok şaşırtıcı gelir.

Çocuğunuz Neler Düşünüyor, Neler Hissediyor?
Bugünlerde bir çok şeyden korkuyorum. Garip sesler duyu¬yorum ve her yerde tuhaf biçimli gölgeler görüyorum. Ga¬rip, korku verici duygulara kapılıyorum. Gece olunca daha kötüleşiyor, neyin gerçek olduğuna neyin olmadığına ka¬rar veremiyorum. Annem bunların benim imgelemimin (hayal gücümün) ürünleri olduğunu söylüyor; bilmiyorum. Hissettiklerim ba¬na gerçek gibi görünüyor. Yatağa gitmek ve karanlıkta kal-mak istemiyorum. Hiçbir şeyin değişmesini istemiyorum, çünkü sonra yeni şeylere alışmam gerekiyor—bu beni kor¬kutuyor. Eski terliklerimi ve eski oyuncaklarımı istiyorum. Ve hayatımdaki her şeyin her zaman olduğu gibi, aynı kal¬masını istiyorum. Ağabeyim ve ablamla oynamayı seviyorum. Onlar bü¬yük ve güçlüler, onları seviyorum. Beni koruyorlar. Canavar gibi şeyler olmadığını ve korkmamam gerektiğini 'söylüyor¬lar, ama bilmiyorum. Onlarla birlikte korkutucu filmler izle¬dikten sonra rahat uyuyamıyorum. Onlarla başka şeyler yapmayı isterdim. Böylece yine onların yanında olur ve bü¬tün o korkutucu şeyleri görmezdim.
Ne Anlama Geliyor?
Merak, çocuğunuzu her zaman olduğundan daha fazla bilgi toplamaya iter. Çocuğunuz henüz hayal ile gerçeği birbirin¬den ayıramamaktadır. Tüm bu yeni deneyimlerden anlam çıkarmaya çalışmak zaman alır. Neyin tehlikeli neyin güvenli olduğunu bilmediğinden içinde bir endişe taşır. Gördüğü, duyduğu ve hissettiği şeyle¬rin anlamını bilmez. Çocuğunuz kendini çaresiz ve savun¬masız hisseder. Güçlü imgelemi bu boşlukları doldurur. İmgelemi idareyi ele aldığında çocuğunuzu, duyduğu, gördüğü ve hissettikleri hakkında kimileri korku verici her türden dü¬şünce ile donatır.

İki yaşında olduğundan daha bağımsız olsa da henüz kendisi olma becerisine sahip değildir. Ve kendini sizden gerçekten ayrılıp çok uzakları keşfetmeye daha hazır hisset¬memektedir. Bu dört yaşına geldiğinde olacaktır. Çocuğu¬nuzun merak duygusu zaten onu olabildiğince uzağa götü¬rür, bu yüzden çevresinde gördüğü herşeyin sabit kalmasını ister. Gece yatmaya gitmek, karanlıkta kalmak ve garip or¬tamlarda zaman geçirmek çocuğunuzun korkusunu arttırır. Karşı karşıya kaldığınız direnç size yönelik değildir—çocu¬ğunuzun korku ve çaresizlik duygusuna kapılmasına verdiği tepkidir. Göreviniz onu yatıştırmak, hayatında mümkün ol¬duğu ölçüde az değişiklik yapmak ve kendini güvende his¬setmesine yardımcı olmaktır.
Yapmanız Gerekenler
• Çocuğunuza imgelemin anlamını açıklayın.
Çocuğunuza düşlerden bahsedin. Ona, "Aklında resimler görüyor musun? Bana onları anlatsana" deyin. Anlattığında ona "imgelem" sözcüğünü tanıtın. Çocuğu¬nuz bu sözcüğü, aklının yarattığı resimleri, duyguları ya da sözcükleri tanımlamak için kullanmayı öğrenebilir.
• İmgeleminizi ona açın ve paylaşın.
Ona, "Ben de resimler görüyorum. Bazen bir ses duyuyo¬rum, ama ne olduğunu ben de bilmiyorum, imgelemim ak¬lımda bir resim yapıyor. Bu resim bazen çok neşeli bazen de korkutucu oluyor" deyin. Sonra da, "Sen de aklında kor¬kutucu resimler görüyor musun?" diye sorun. Deneyimlerinizi onunla paylaşmanız, kendininkileri si¬zinle paylaşmasını kolaylaştırır.
• imgelemlerinizi kullanarak birlikte öyküler üretin.
Birlikte hayalinizden öyküler uyduracak olursanız çocuğu¬nuz kendini daha güvende hissedecektir. Çocuğunuzun en sevdiği hayvan hakkında bir öykü uydurabilirsiniz: "Bir za¬manlar bir suaygırı gezmeye çıkmış..." Sonra çocuğunuza dönün ve "Suaygırının nereye gitmek istediğini düşünüyor¬sun?" diye sorun. Çocuğunuza yol gösterici sorular sorarak bir hikâye uydurmasına yardımcı olursunuz. Bitirdiğinizde ona, "Birlikte kesinlikle güzel bir hikâye uydurduk. İkimizin de iyi bir imgelemi var" diyebilirsiniz.
• Çocuğunuzu canavarlar söz konusu olduğunda yatıştırın.
Eğer çocuğunuz yatağının altında ya da odasında bir cana¬var olduğundan korkuyorsa, "Odanda hiç canavar görme¬dim; orada bir canavar yaşadığına inanmıyorum" diyerek onu sakinleştirin. Eğer çocuğunuz, "Hayır var; yatağımın altında bir cana¬var olduğunu biliyorum" diyerek size muhalefet ederse, ona, "Öyleyse birlikte bakalım. Yatağın altını kontrol etme¬ne yardım edeceğim. İlkönce benim bakmamı ister misin? deyin. Hatta bir süpürge alıp yatağın altını süpürebilirsiniz.
• Çocuğunuza kendini güven içinde ve emniyette hissetmenin yollarını gösterin.
Çocuğunuzun odasında kesinlikle bir gece lambası bulundu¬run. Eğer çocuğunuz yatak odasının kapısını açık kalmasını istiyorsa, bırakın kalsın. Çocuğunuzu, onu korumakla gö¬revlendirilmiş oyuncak bir hayvanla beraber uyutun. Başka bir oyuncak hayvana da odada ya da başka bir yerde cana¬var olup olmadığını kontrol etme görevi verebilirsiniz. Sonra bu hayvanı, "Sen burada durup bütün canavarları buradan kovacaksın" diye ona doğrudan emir vererek oda kapısına ya da yatağın altına yerleştirin. Çocuğunuzu kendini koruması için teşvik edin. Çocuğunuzu kendini koruması için teşvik edin ki korkutucu şeyler üzerinde bir miktar iktidarı olduğunu hissetsin. Onun yaşındayken taşıdığınız duyguları onunla paylaşabilirisiniz. "Ben üç yaşındayken, odamda bir canavarın yaşadığından endişe duyardım. Babam, onu korkutup kaçırmam için. gü¬rültü çıkarmamı söylemişti", deyin.
• Ardından, "Sonra ne oldu, biliyor musun?" diye so¬run.
Çocuğunuz "Ne oldu?" deyince de şöyle yanıt verin: "işe yaradı. Bir daha hiç bir canavar yanıma yaklaşamadı. Bunu sen de yapabilirsin." Çocuğunuzun kendini korumasını öğretmeniz, dört yaşı¬na geldiğinde güçlülük duygusuna dönüşecek olan emniyet duygusunu oluşturmasına yardımcı olur. Güçlülük duygusu da çocuğunuz bir yetişkin haline geldiğinde cesaret duygu¬suna dönüşür.
• Çocuğunuzun günlük yaşam programının aksamamasına çalışın.
Yatmaya gitmek korkutucu olsa bile çocuğunuzun uyku saatlerinin mümkün olduğu kadar aksamamasına dikkat edin. Gerçekçi olun, üzerinde anlaşmaya vardığınız koruma ön¬lemlerini alın, ve ona, "Artık kalkmak yok. Şimdi uyku za¬manı" deyin. Programınız aynı zamanda bir koruma önle¬midir.
• Çocuğunuzu başkaları tarafından korkutulmaktan koruyun.
Çocuğunuzu istismar edilmekten koruyun. Bazen büyük ço¬cuklar ve hatta yetişkinler çocukların bu yaşta kendilerini ne kadar savunmasız hissettiklerini anlamazlar. Korkutulmanın izlerini yaşam boyu taşıyabilirler.
Yapmamanız Gerekenler
Korkuya kapılan çocuğunuzla alay etmeyin. Çocuğunuzun korkularıyla asla alay etmeyin, hafife almayın ve onlara aldırmazlık etmeyin. Ona asla "korkak" demeyin ve korktuğu için onu aşağılamayın.
Çocuğunuzun korkularına saygı gösterin ve üstesinden gelmesine yardım edin. "Canavarlardan korkmanı anlıyo¬rum. Ben onlara inanmam, ama yine de birlikte yatağı altı¬na bakalım. Sana yardım edeceğim. Başucuna bir gece lambası koymamızı ister misin? Böylece gece istediğin za¬man onu yakabilirsin" diyebilirsiniz. Çocuğunuza ışığı yak¬ma gücünü vermeniz kendine daha fazla hakim olabileceği¬ni hissetmesine yardım eder.

Canavarların gerçekliğini tartışmayın. Elbette, canavarların gerçekten var olmadıklarını biliyorsu¬nuz, ama bunu çocuğunuzla tartışmayın. Bu çocuğunuzun kendisini—sadece gerçek olduğunu düşündüğü canavarlar değil sizin yüzünüzden de—daha çaresiz ve yılgın hissetme¬sine yol açmaktan başka bir işe yaramaz. Sadece, normal bir ses tonuyla canavarlara inanmadığınızı söyleyin: "Cana¬varların gerçek olmadıklarını ben de senin yaşında öğren¬dim. Ama daha önce elbette olduklarını düşünüyordum— tıpkı senin gibi." Önce deneyiminizi paylaşarak çocuğunuza kendini özdeşleştirebileceği birini sunmuş olursunuz. Ama Eğer tartış¬maya girerseniz kendinizi çocuğunuzdan ayırırsınız, ve o korkusuyla baş başa kalır.
• Çocuğunuzu korumakta aşırıya kaçmayın.
Çocuğunuz korktuğu için sınırlarınızı kaldırmayın. Canavar¬lardan ya da hayali varlıklardan korktuğu için geç yatmasına veya sizinle birlikte uyumasına izin vermeyin. (Eğer çocuğu¬nuz gerçekten büyük bir sarsıntı geçiriyorsa böyle yapma¬yın; onu daha fazla koruyabilirsiniz.) Çocuğunuzla ya da bir başkasıyla onun korkulan hak¬kında çok fazla konuşmayın. Bunun, üç yaşındaki bir çocu¬ğun gelişiminin normal bir yönü olduğunu ve kendiliğinden geçeceğini bilin. Sadece ona geçici olarak destek verin. Di¬ğer taraftan gerektiği zaman uyku zamanı gibi sınırlarınızı ve kurallarınızı muhafaza edin.

• Çocuğunuzu yeni ve tuhaf olaylarla karşı karşıya bırakmayın.
Bu, çocuğunuza hayaletli evlerle, korku filmleriyle ya da ga¬rip evlerde gecelemekle tanıştırmak için iyi bir zaman değil¬dir. Çocuğunuzun korkularına saygı gösterin ve bir-iki yıl daha bekleyin. Çocuğunuz o zaman muhtemelen "korkutu¬cu" şeyleri sevecektir.