Çocuğunuzu Yetiştirmek (12- 24 Ay Arası)

Çocuğunuza Bir Birey Gibi Davranmak
Sakın bu cümleyi çocuğunuza bir yetişkin gibi davranmak olarak algılamayın. Bunlar birbirlerinden tamamen farklı kavramlardır. Aralarındaki en önemli fark, yetişkinlerin hayat boyu süren kararlar almalarıdır, kimi zaman bu kararlar doğru olmasa da. Çocuğunuz parka giderken üzerine hangi kıyafeti giyeceğine karar veremeyebilir fakat yine de her insan gibi saygıyı hak eder.
Çocuğunuza bir birey gibi davranmak ona saygı duymak demektir. Sizinle tartışamadıkları için onları küçük görmeyin ve aşağılamayın. Böyle bir davranış doğru değildir. Şu senaryoyu gözünüzün önünde canlandırın: Adam ve kadın markete giderler. Adam kadına tuvalete gitmek zorunda olduğunu söyler. Gayet normal bir durum. Kadın “Tamam” der ve adam da gider.
Şimdi rolleri değiştirelim: Anne ve oğul markete giderler. Oğlan tuvalete gitmek zorunda olduğunu söyler. Anne oğlunu kolundan tutar ve şöyle bağırır: “Evden çıkmadan önce tuvalete gitmeni söylemedim mi sana? Tutamıyor musun?” Oğlan gözünde yaşlarla şöyle yanıt verir: “Hayır, anne, gerçekten tuvalete gitmem gerek.” Böylece kadın oğlunu kolundan çekiştirerek tuvalete götürür ve bu sırada “Bunu bana yaptığına inanamıyorum” diye söylenir.

Böyle bir sahneyle karşılaşmadınız mı? Oysa ben daha geçen gün böyle bir duruma şahit oldum ve çocuk için ne kadar aşağılayıcı ve onur kırıcı bir durum olduğunu gözlemledim. Aynı kadının kocasına “Ahmet, evden çıkmadan önce tuvalete gitmen gerektiğini söylemedim mi sana? Gerçekten gitmek zorunda mısın? Eve kadar tutamaz mısın?” dediğini bir düşünsenize.
Birçok anne baba çocuklarını nasıl aşağıladıklarının farkına varmaz. Birdenbire olur çünkü ya anne babanın sabrı tükenmiştir ya da yaptıklarını ve söylediklerini bilmiyorlardır. Çocuklar “Hey, bundan hemen vazgeç, onurumu kırıyorsun” diyemedikleri için anne babaların çocukların duygularını görmezden gelmeleri sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Çocukları utandıran ve muhtemelen aşağılayan durumlardan bir diğeri de istemedikleri halde küçük numaralarını ya da yeteneklerini göstermelerini istemektir. Örneğin, çocuğunuz istemediği halde başkalarının önünde piyano çaldırmak onun bu yeteneğine zarar verebilir ve yok edebilir. Bu konudaki yeteneğini başkalarına göstermek istemeyebilir ve piyanoyu sırf kendisi için çalmaktan hoşlanabilir. Eğer çocuğunuzu yeteneklerini size göstermesi konusunda ikna edebilirsiniz ona gülmek ile onunla beraber gülmek arasındaki ince fakat önemli farkı asla gözden kaçırmayın. Hiç kimse kendisine gülünmesinden hoşlanmaz.

Çocuğunuzun Fikirlerine Saygı Duymak
Çocuklar meydana getirdiğiniz en güzel varlıklardır. Özenle dokunulması gereken değerli taşlar gibidirler. 3 yaşındaki çocuğunuz meyve suyunu her yere dökse dahil onun özel olduğunu asla unutmayın. Meyve suyunu öyle bir zarafetle döker ki elmas kesim ustası bile ona hayran olabilir. Ondan başka kim meyve suyunu sadece yere değil cüzdanınızın üzerine, çekmecenizin içine ve sandalyenin üzerine dökebilir? Bu nedenle arkadaşlarınıza çocuğunuzun ne kadar sakar olduğunu açıklamak zorunda değilsiniz. Çocuğunuz çocuk gibi davranmaktadır ve bunun başka bir açıklaması yoktur.
Birçok anne baba çocuklarıyla dalga geçmekten keyif alır. Oysa siz onun en büyük destekçisi olmalısınız. Onunla sürekli olarak dalga geçerseniz ona nasıl destek olabileceğinizi düşünebilirsiniz. Üstelik onlar sizin sakarlıklarınızı kimseye anlatmazlar.
Çocuklar zekidir. Sizin sandığınızdan çok daha dayanıklıdırlar. Arkadaşlarınızın koca poponuzdan, üzerine dökmeden hiçbir şey içemediğinizden ve bedeninizin tuhaf sesler çıkardığından bahsettiklerini bir düşünsenize.
Utanç duyma konusunda çocuklarınız da aynı sizin hissettiğiniz duyguları hissederler. Onlar hakkında konuşurken iyi şeyler söylemenizi, kötü şeyler söylememenizi isterler. Bu durum çocuğunuzu pohpohlamak gibi gelebilir fakat bunun neresi yanlıştır? Onur duyacağınız bir çocuğunuz var ve bunu başkalarına söyleyebilmek de en doğal hakkınızdır.

Olumlu İletişim Yöntemlerini Kullanmak
Çocuklarınıza özel olduklarını düşündürdüğünüzü söylemenin en kolay yolu, onlara özel biriymiş gibi davranmaktır. Onlarla konuşurken bunu hissettirin. Onları aşağılamadan, küfürlü konuşmadan, bağırmadan ve küçümsemede konuşmalısınız.
İletişim yönteminiz olumlu, canlı ve neşeli olmalıdır. Aynen Gürsel Bey gibi. Gürsel Bey hiç kimse hakkında asla kötü söz söylemez, yeni tanıştığı insanlar hakkında güzel sözler söyler ve hayata olumlu açıdan bakar. Arkadaşı geç kaldığı zaman bile ona bağırmaz. Gürsel Bey olumlu iletişim yöntemini kullanır.
Çocuklarınız da sizin konuşma yönteminizi kullanır. Eğer kötü kelimeler kullanıyorsunuz, herkese aptal ya da geri zekalı diyorsanız çocuklarınız da bunları tekrar eder. Eğer olumlu düşünürseniz güzel kelimeler kullanırsınız ve çocuklarınız da sizin gibi güzel konuşur.
Unutmayın
Güzel ve olumlu iletişim yeteneklerine sahip olmak için dinlemeyi de bilmelisiniz. Çocuklarınızın söylediklerini tekrar edin ve sorular sorun. Birinin size konuşmanız için sorular sorması olumlu bir şeydir ve çocuklarınız olumlu iletişim yöntemleriyle büyürse bundan çok şey kazanırlar.
Çocuklarınızla Etkileşim Kurmak
Aynı iletişim gibi çocuğunuzla kurduğunuz etkileşim de neşeli ve olumlu olmalıdır.

Çocuğunuzla aynı odada olmak ile onunla etkileşim kurmak arasındaki farkı ayırt edin. Aradaki fark, çocuklarınızla etkileşim kurduğunuzda onun hayatının bir parçası olmanız, sohbetlerine ve oyunlarına katılmanızdır. Birçok aile gün boyu televizyon karşısında beraber oturmanın aile birlikteliğini gerçekleştirdiğini zanneder. Oysa bu yanlıştır. Televizyon karşısında hipnotize olmuş şekilde oturarak birbirinizle etkileşim kuramazsınız.
Aile olarak amacınız, çocuklarınızla olabildiğince çok etkileşim kurabilmek için hayatınızı planlamaktır. Bu da seçim yapmak anlamına gelir. Ya akşam geç vakitlere kadar çalışmayı seçersiniz ya da eve vaktinde gidip ailenizle birlikte olmayı. Ya akşam herkesin kendine yemek için bir şeyler bulmasını seçersiniz ya da hep beraber oyun oynar gibi akşam yemeğini hazırlamayı. Yaptıklarınızın aile bireylerinizin arasında etkileşim sağlayabilecek şeyler olmasına özen gösterin.
İşinizin ailenizle birlikte zaman geçirmeden daha önemli olduğu yanılgısına düşmeyin. Eğer çocuklarınıza daha fazla para mı yoksa sizinle daha çok zaman geçirmek için mi olduğunu sorarsanız yanıt elbette zaman olacaktır.
Çocuklarınız büyüdükçe ve spor veya kulüp aktiviteleri gibi ev dışı ilgiler geliştirdikçe bir Aile Gecesi planlamak durumunda kalabilirsiniz. Bu gece herkes evde kalacak ve birbirleriyle konuşup zaman geçirecektir. Aile Gecesi’nde evinize misafir kabul etmeyin, telefonları açmayın, mesaiye kalmayın ve televizyon karşısında zaman geçirmeyin.

Televizyon Ailenizle Geçirmeniz Gereken Zamanı Çalar
Aile bireyleri arasında televizyon karşısında oturarak kurulacak en iyi etkileşim patates cipsinin kimde olduğunu sormaktır. İnsanlara televizyondan vazgeçmelerini önermek gerçek dışı olacağı için en azından televizyon karşısında geçirdiğiniz zamanı sınırlayın. Çocuklarınızla beraber hakkında konuşabileceğiniz programları izleyin. Asla, bakalım şimdi sırada ne var? Diye düşünerek ya da beklediğiniz program başlayana kadar zaman geçirmek için televizyon izlemeyin. Televizyon kötü bir şey midir? Ahlaki değerlerin çöküşü ve aile bağlarının kopuşu üzerine yapılan araştırmalar bu görüşü haklı çıkıyor.
Son dönemde yapılan araştırmalara göre ortalama bir çocuk haftada tam bir günü (24 saat) televizyon karşısında geçiriyor. Bununla beraber televizyon Amerika’da çok büyük bir devrim yapmıştır. Televizyon aslında tek başına kötü bir şey değildir, fakat ailenizle beraber geçireceğiniz zamanı sizden çalar. Bunun olmasına izin vermeyin. Televizyonu siz kontrol edin, televizyon sizi kontrol etmesin. Unutmayın, bu cihazın da bir KAPAMA düğmesi vardır.
Çocuklarınıza Vakit Ayırmak
Çocuklar aradan binlerce yıl geçse de vakit olgusunun ne olduğunu anlamazlar. Oyun parkında dünün, bugünün ve yarının ne olduğunu öğrenirler, fakat bu bilgi pek işe yaramaz. Ve tabii “Dişlerini fırçalaman ve yatağa girmen için 15 dakikan var” cümlesi de hiçbir şey ifade etmez. Bunun yerine “Dişlerini fırçalaman ve yatağa girmen için 15 minogranitin var” da diyebilirsiniz.
Eğer gergin bir yaşam istemiyorsanız çocuklarınıza hazırlanmaları için daha fazla vakit verin. Olabildiğince çok vakit hem de. Eğer giyinmek, yatağını düzeltmek ve dişlerini fırçalamak için bir saati varsa bu sürenin ona yetebileceğini düşünebilirsiniz. Genellikle de yeter. Fakat görünmez savaşçılarla ne zaman savaşa gireceklerini, Barbie’lerini ne zaman giydireceklerini ve Joker ile düello edeceklerini asla bilemezsiniz. Akıl sağlığınız için aşağıdaki tavsiyeleri uygulayın:
• • Çocuğunuza yapacağı şeyler konusunda uzun bir liste vermek yerine sadece birkaç şey yapmasını listeleyin. 2 ya da 3 yaşında bir çocuğunuz varsa sadece tek bir şey yapmasını bile isteyebilirsiniz.
• • Çocuğunuza bir liste veriyorsanız bu listenin tamamlanması için gereken zamanı da belirleyin. Gerçekçi olun. Ona fazla zaman ayırın. Örneğin yatağınızı toplamak için size beş dakika yetiyorsa ona da beş dakikanın yeteceğini düşünmeyin. Çünkü çocuklar beş dakikanın ne demek olduğunu bilemeyebilirler. Bunun için ona saati gösterin ve işin ne zaman bitmesi gerektiğini akrep ve yelkovanı göstererek anlatın. Ben her sabah çocuklarım okula hazırlanırken bunu yaparım. Onlara saati gösteririm böylece 8: 20’ nin neye benzediğini ve ne zaman dişlerini fırçalamaları gerektiğini, 8: 40’ ın neye benzediğini ve evden çıkmamız gerektiğini bilirler.
• • Çocuklarınızın plana uymasını engelleyen herhangi bir neden var mı yok mu kontrol edin. Burada çizgi filmleri, oyuncakları ve televizyonu kastediyorum.
• • Her 10 ya da 15 dakikada bir ona geri saymanın ne demek olduğunu hatırlatın. Böylece “zaman doldu” diyerek odaya girdiğinizde şaşırmamış olur.
• • Planladıkları şeyi bitirdiklerinde onlara yeni görevler verin. Böylece, “Şey, unutmuşum!” cümlesiyle karşılaşmasınız.
Eşinize Vakit Ayırmak
Bu kitap baskıya girinceye dek olağanüstü bir değişiklik olmazsa hamile kalan, bebeği karnında taşıyan ve emziren anneler olacaktır. En azından bizim evimizde böyle oldu. Eğer sizin evinizde farklı bir durum varsa bunu bilmekten keyif duyarız. Fakat her ne kadar başlangıçta her şey annenin omuzlarındaymış gibi gözükse de gerçek öyledir. Anne baba oyununda her iki ebeveyn de rol alır.
Her iki ebeveyn de nasıl bez değiştirileceğini, kusmuk temizleneceğini, disiplini, çocukları yatağa götürmeyi ve anne babalığın diğer zevklerini bilmek zorundadır. Eğer bu gibi şeyleri yapmazsınız yalnızca çok neşeli şeyler kaçırmazsınız, aynı zamanda yardım etmezsiniz eşinizi kızdırmış ve her şeyi ona yaptırmış olursunuz.