Çocuklarda Doğruluk Gereksinimi Duyma

Çocuklarda Doğruluk Gereksinimi Duyma

Çocuğunuzun Davranışı
Beş yaşındaki çocuğunuzun, "Bu haksızlık!" cümlesini sık sık kullandığını fark edebilirsiniz. Bu cümleyi her şey için kullanır; öyle ki, yüzmeye gitmek üzere dışarı çıkmaya ha¬zırlanırken yağmur yağdığını gördüğü andan tutun da soya¬dının "V" ile başlamasına kadar önüne çıkan her fırsatta, bunu söyler. Büyük bir çocuk onu kandırarak yemek parası¬nı elinden aldığı zaman, insanların nasıl böyle haksızlık yap¬tıklarını anlayamaz. Dünyanın ne kadar dürüstlükten uzak olabileceğini bili¬yorsunuz. Çocuğunuzu bu tür duygulardan korumak isterdi¬niz, ama bunu yapamayacağınızı biliyorsunuz. Çocuğunuza bazı durumlarda gerçekten haksızlık yapılabilir, ama o "Bu haksızlık!" cümlesini o kadar sık kullanır ki, henüz işin ba¬şındayken bunlardan hangilerinin gerçekten ciddi konular olduğunu ona anlatmanız gerekebilir.

Çocuğunuz Neler Düşünüyor, Neler Hissediyor?
Eminim, artık büyüdüm. Aslında, öyle büyüğüm ki, ablamın gittiği okula gidiyorum. Okulun ilk günü yüzümü bile sızlan¬madan yıkadım, çünkü çok heyecanlıydım. Ama oraya gitti¬ğimde öğretmenim bana haksızlık yaptı. Arkadaşlarımı öne, beni arkaya oturttu. Ben arkadaşlarımla birlikte oturmak istiyorum. Arkada oturanlardan kimseyi tanımıyorum. Önde oturduğum zaman kendimi daha önemli birisiymiş gibi hissediyorum. Ama öğretmenim, benim arkada oturmak zorunda olduğu¬mu, çünkü soyadımın "V" harfi ile başladığını söylüyor. Bu iyi bir sebep değil. Haksızlık bu.
Evde, annem ve babam bana her zaman doğruyu söylü¬yorlar. Eğer doğruyu söylersem, her şeyin yolunda gidece¬ğini söylüyorlar. Öğretmene önde oturmak istediğimi söyle¬dim, ama hiç oralı olmadı. Beni arkaya oturttu. Bu haksız¬lık. Büyük çocuklardan birinin beni kandırıp yemek paramı almasına gerçekten çok bozuldum. Bana yardım edeceğini söylediğinde ona inandım. Bana iyi davranacağını zannet¬tim. Şimdi hem karnım aç, hem de korkuyorum. Okulda çocuklara güvenemez miyim? Bana hep böyle haksızlık yapılacaksa, ben insanlara güvenemem. Bu beni çaresiz ve güçsüz bırakıyor. Oysa yaptı¬ğım şeyleri biraz olsun kontrol altında tutmak zorundayım.

Ne Anlama Geliyor?
Dürüstlüğü beş yaşındaki çocuğunuza açıklamak kolay iş de¬ğildir. Yetişkinler olarak biliyoruz ki, hayatta zaman zaman haksızlığa uğrayabiliriz. Beş yaşındaki bir çocuk bunu kabul edemez. Hile yapmak, çocuğunuzun güven duygusunu ko¬rumasına yardım etmekle ona yaşamın yol açacağı bazı haksızlıklar hakkında bir şeyler öğretmek arasında denge sağlamak için gereklidir. Çocuğunuzu, ona zarar verebilecek ya da onu korkuta¬rak evin kapısından çıkmasını engelleyecek her şeye karşı uyaramaz veya hazırlayamazsınız. "V" harfi ile başlayan bir soyadı taşımak türünden, onu yaralayan bazı şeyleri önce¬den görerek denetlemeniz mümkün değildir. Yapmanız ge¬reken, çocuğunuza yardım etmeye hazır bulunmaktır. Başına neler geldiğini anlatmasını sağlayın. Ancak o zaman, karşılaştığı güçlüklerle ilgili olarak ona yardım edebilirsiniz. Çocuğunuz beş yaşındayken masumiyetinin doruğundadır; aynı zamanda da yeteri kadar deneyimli değildir. Za¬manla, deneyim kazandıkça masumiyetini biraz yitirir. Kar¬şılaştığı durumları daha gerçekçi bir şekilde değerlendirmeyi de öğrenir. Şu an için göreviniz, aldatıldığı ya da zarar gör¬düğü zaman çocuğunuza destek olmaktır. Zamanla aldatılmamayı ve zarar görmemeyi öğrenecektir.
Saflık tecrübesizlikten de kaynaklanır. Görevinizi iyi yaptığınız için, çocuğunuz başkalarına yüksek düzeyde gü¬ven duyar. Ona en kısa zamanda, herkesin onun çıkarlarını en iyi şekilde gözetmeyeceğini açıklamak zorundasınız. Bazı insanların açgözlü olduklarını, bu yüzden diğerlerini aldattıklarını anlatmaya çalışın. Onunla, bazı insanların duygusal bakımdan ne kadar yoksul oldukları hakkında konuşabilir, bu insanların başkalarına karşı anlayışlı olmayı ya da küçük ve zayıflara nasıl davranılacağını bilmediklerini açıklayabilirsi-niz.

Bu dönem içerisinde kuralların davranışları nasıl yönlendirebileceğini açıklayabilirsiniz. Bununla birlikte, bütün kuralların herkes için adil olmadığını da ona açıklamak zorundasınız. Çocuğunuza, adil görünmeyen kuralları değiştirme yolları üzerinde düşünmesini önerebilirsiniz. Sonra da kural¬ların nasıl değiştirileceği üzerinde konuşabilirsiniz. Bu gayet iyi bir hayat bilgisi dersi olur. Fakat çocuğunuzun duygularının hasar gördüğünü de unutmayın. Dersleri vermeden önce bu duyguları anlayın ve onları terbiye edin. Çoğu zaman güzel parlak bir elma ya da parkta bir yürüyüş hayatın haksızlığına uğrayarak zarar gören bir çocuğu teskin eder. Adil olmayan bir durum karşısında ne yapılacağına iliş¬kin, kendi çocukluğunuzdan bir ya da iki deneyimi onunla paylaşabilirsiniz. Bu, çocuğunuzun, dünyada haksızlığa uğ¬rayarak acı çeken tek kişi olmadığını bilmesini sağlar.
Yapmanız Gerekenler
Çocuğunuzu avutun.
Beş yaşındaki masum çocuğunuz kendine haksızlık yapıldığı duygusuna kapıldığında, onu avutun. Yaşamın adil olmama¬sı üzerine o anda vereceğiniz ders ve uzun söylevler istediği¬niz etkiyi vermez. Çocuğunuzun gereksinim duyduğu şey, kendisine anlayış gösterilmesi ve zedelenen duygularının onarılması için yardım eli uzatılmasıdır.
Çocuğunuza daha az saf olmayı öğretin.
Çocuğunuza, herkesin ailenizde geçerli olein değerleri paylaşmadığını açıklayın. Ona şöyle söyleyebilirsiniz: "Seni kandırıp elinden yemek paranı alan büyük çocuk, bir ana¬okulu öğrencisini aldatmanın iyi bir şey olmadığını bilmiyordur. Belki ona kimse bunu öğretmemişti, belki o da başka birisi tarafından kandırılmıştı ve bu yüzden de hırsını senden aldı. Elbette, bu sebepler onu mazur göstermez." Ardından şunu da ekleyebilirsiniz: "Bir insanın sana iyi davranacağına kani olana kadar dikkatli olmalısın. Dikkatli olmak, o insana para vermemek, onunla bir yere gitmemek ve ona bir şey vermemek anlamına gelir. Eğer o insa¬nı iyi tanımıyorsan, onunla bir şey yapmak için ilkönce ben¬den ya da öğretmeninden izin al. Kime güvenebileceğini öğrenmene biz yardım ederiz."
Çocuğunuzla kurallar ve onların neden var oldukla¬rı hakkında konuşun.
Çocuğunuz, başkaları tarafından koyulan kurallara sürekli uymak zorunda kaldığında kendisinden yararlanıldığını dü¬şünür. Evinizde geçerli olan kurallar ve onların neden ko¬yuldukları hakkında konuşun. Örneğin kurallardan biri, "Ya¬tak odasında bir şey yenmez" olabilir. Bu kuralın koyulması¬nın nedeni, etrafa saçılan kırıntıların böcekleri çekmesi ola¬bilir. Kuralların anlamlı, ya da en azından akla yakın amaçları olmalıdır.

Çocuğunuza karşı dürüst olun.
Saat sekizi yatma vakti olarak belirlemiş olmanıza rağmen çocuğunuz yorgun olmadığını söyleyerek yatmaktan yakınıyorsa, ona saat sekizi yatma saati olarak saptamanızın gerçek sebebini söyleyin. Belki bu saati seçmenizin nedeni yorgun oluşunuz ve bir süre kafa dinlemek isteyişinizdi. Çocuğunuz gerçeği anlayabilir ve bu, onu kurallara uyma konusunda daha istekli kılar. Hemen uyuma şartı koşmadan çocuğunuzu saat sekizde odasına götürerek ödün verebilirsiniz.
Yapmamanız Gerekenler
Acınızı çocuğunuza yansıtmayın.
Yaşamın adil olmadığını düşünüyor ve bundan dolayı acı çekiyor olabilirsiniz. Duygularınızı çocuğunuza geçirmeyin. Çevrenizden size yardım edilmesini isteyin. Çünkü destek ve rehberliğe ihtiyaç duymaktasınız. Aksi halde kendinizi kötü hissetmeye devam eder, kendi kendinize zarar verece¬ğiniz şartlar yaratır, ve bir sonraki kuşağa çözülmemiş duy¬gusal sorunlar aktarırsınız.
Korumaya çalışırken çocuğunuzu korkutmayın.
Bazı anne babalar koruma adı altında çocuklarına hiç kim¬seye güvenmemeyi öğretirler. Çocuğunuza, masum küçük çocukların başına neler geldiğinden bahseden korku öyküle¬ri anlatmayın; bunlar, korkak bir çocuk yaratmaktan başka bir amaca hizmet etmezler. Herkesin ailenizin fertleri kadar güvenilir olmadığını açıklamaya çalışarak kendini koruması¬nı öğretin. Olayların tüm kanlı ayrıntılarına girmek zorunda değilsiniz. Kararlı olun: "Bir yabancıyla hiç bir yere gitmemelisin. Eğer biri seni durdurursa ona, 'Annem ve babam izin ver¬mez' de. Sonra hemen bana, öğretmenine ya da arkadaşla¬rından birinin anne babasına neler olduğunu anlat." Verdi¬ğiniz talimatları tekrarlatın. Hatta bir ya da iki durumu, can¬landırarak anlatma yoluna gidebilirsiniz.
Büyük çocukların, yaptıkları bir şeyin suçunu çocuğunu¬zun üstüne atmalarına veya ondan yararlanmalarına izin vermeyin.
Beş yaşındaki bir çocuk kendini büyük bir çocuğa karşı koruyamaz. Çocuğunuz burada yardımınıza muhtaçtır. Da¬ha sonra kendi başının çaresine bakmayı öğrenecektir, ama hâlâ çok küçüktür. Büyük çocukla doğrudan konuşarak ona şöyle diyebilirsiniz: "Dün kızımı kandırıp elinden yemek pa¬rasını aldığını öğrendim. Doğrudan seninle konuşmaya ka¬rar verdim. Parasını geri ver ve ondan özür dile. Parasını yarın getir. Seni kızımla birlikte burada bekleyeceğiz. Eğer getirmezsen anne babanla konuşmak zorunda kalırım." Sonra da söylediğinizi yapın. Bununla birlikte, çocuğunuz büyüdüğünde böyle bir müdahalenin artık uygun düşmeyeceğini—ve aslında zararlı olacağını—unutmayın. Alınacak doğru tutumu belirlemek için her durumu olduğu gibi değerlendirin.

Çocuğunuza, yaşamın adil olduğunu düşünmenin aptallık olduğunu söylemeyin.
Yaşamın her zaman adil olmadığını biliyor olsanız da, yaşa¬mın adil olduğunu düşünmekle aptallık ettiğini söylemeyin. Yaşamın adil olduğuna inanmak zorundadır. Deneyiminin sınırlı ve yaşama becerilerinin henüz gelişmekte olduğu bu dönemde bir kontrol hissi duyması gerekir.